Dünyanın en sevilen kedisi Garfield kıta değiştiriyor. Londra`ya, veteriner kız arkadaşı Liz Wilson`a (Jennifer Love Hewitt) evlenme teklif etmeye giden sahibi Jon Arbuckle`a (Breckin Meyer) sürpriz yapmak için koskoca okyanusu baştan başa kat ediyor; hem de yanında Odie de olduğu halde!
Big Ben`in, Buckingham Sarayı`nın, Scotland Yard`ın ve tabii ki balık - patates kızartması çiftinin topraklarında, Garfield`ın İngiltere işgali, bir prens ile ver pati al pençe boyutlarına ulaşıyor. Yeni ölen sahibesi Lady Eleanor`dan miras aldığı Carlyle şatosunun sahibi olan ve şansa bakın ki birbirlerine tıpatıp benzeyen kraliyet kedisi Prens ile Garfield yanlışlıkla yer değiştirirler. Carlyle şatosunun bir kediye miras kalması ise, Lady Eleanor`un yiğeni Lord Dargis`in (Billy Connolly), büyük bir hayal kırıklığı yaşamasına sebep olur.
Artık büyük şatoda Carlyle Kedisi olarak gününü gün etmekte olan Garfield`ın yanında baş kahya Smithee (Ian Abercrombie), İngiliz (ama hakikaten İngiliz!) bulldog`u Winston, İskoç tavşanı McBunny, Hint gelinciği Nigel, İspanyol boğası Bolero, takıntılı bir Shakespear hayranı olan Ben Claudius ve Fransız kazı Christophe`tan oluşan, uluslar arası bir dağılım sergileyen hizmetliler ordusu vardır.
Bu sırada prens ise, sıradan bir vatandaşın hayatını yaşamakta, Jon ve Odie ile barlara takılmakta, her ne kadar inanılmazmış gibi görünsede lazanyanın tadına ilk defa bakmakta ve tabii ki çok sevmektedir.
Ama tacı taşımak göründüğü kadar kolay bir iş değildir. Şatonun sonraki mirasçı adayı olan Lord Dargis, Prens Garfield`I sonsuza kadar yolundan çekip saf dışı bırakmak istemektedir.
Garfield`ın büyük, muhteşem, kusursuz dünyası, bu İki Kedinin Hikayesi`nde kısa bir zaman sonra büyük sürprizlerle hareketlenecektir...