metal müziğin kökenleri blues ve caz'a kadar uzanmaktadır. Her ikisinin de, yani blues ve cazın ortak noktasını ise köle olarak yeni dünyaya getirilen insanların duyduğu acı, hüzün ve öfke oluşturmaktadır. Metal'in babaları olarak kabul edilen Led Zeppelin, Black Sabbath ve Deep Purple gibi gruplara baktığımızda, bunların blues, caz ve klasik müzikten etkilendikleri görülür.Black Sabbath 1969 da caz ve blues-rock'un etkisiyle ''riff'' ağırlıklı bir tür geliştirmiş ve bu sonradan metalin karakteristik bir tekniğini oluşturmuştur. Düşünsel platformda ise o yıllarda egemen olan ve artık çözülmeye başlamış ''Hippi'' kültürüne karşı bir tepkidir metalin ortaya çıkışı.İlerleyen yıllarda Iron Maiden, Saxon vs. gibi İngiliz grupları, kendilerini punk gruplarından ayırt etmek bir çok grubun ortaya çıkmasına neden olmuşlardır.Bu gruplar, punk'tan ''hızı'', Hard Rock'tan ise ''sertliği'' devralmışlar ve Judas Priest gibi gruplar NWoBHM/New Wave of British Heavy Metal denen bu akıma uyum sağlayarak metale geçmişlerdir.
80'lerin ortasından itibaren metal bir çok alt türe doğru evrilmiştir.Özellikle ABD'nde klasik metal gruplarını hız ve dinamizm olarak geride bırakan ''Trash'' ve ''Speed'' metal grupları (Slayer,Metallica,Exodus,Anthrax gibi) ortaya çıkmıştır.Daha sonraları ise Possessed,Death,Morbid Angel,Autopsy gibi ''Death'' metal grupları oluşmuştur.
Metallica'nın ortaya çıkışıyla (Kill'em All albümü) metal, pop müzik dünyasında da popülerleşmeye başlamış, bu durum bir kısım metal grubunun müzik endüstrisiyle işbirliği yapmaya başlamasına zemin hazırlamıştır. Trash ve speed'e paralel olarak yine ABD'nde 1980'lerde üyelerinin uzun saçları nedeniyle ''Hairspray'' diye adlandırılan ve imaj olarak Glam Rock'ı (sahne dekorlarında ve giysilerde ''Star'' ların canlandırıldığı ve keyboard gibi enstrümanların kullanıldığı rock türü/en önemli temsilcisi Marc Bolan) esas alan ve en önemli temsilcilerini Poison, Mötley Crue ile Guns'n Roses'in oluşturduğu bir akım ortaya çıkmıştır. Grunge'ın ortaya çıkışı ise bir bakıma bu akıma bir tepki sonucudur.
Avrupa'da ise 80'lerde özellikle Almanya'da, en önde gelen temsilcileri Kreator,Destruction ve Sodom olan Trash metal grupları ortaya çıkmıştır.Diğer yandan da Hellowen, Blind Guardian ve Gamma Ray gibi gruplar Avrupa ''Power'' metalinin kuruluşuna önayak olmuşlardır.İngiltere'de ise aslında bir Trash metal grubu olan Venom'un satanik imgeler kullanması Black metalin ortaya çıkışına vesile olmuştur.
1990'ların başında Grunge akımının etkisini yitirmesinin ardından, metal müzikte genel bir gerileme ve yeraltına çekiliş görülse bile, bu durum aslında başını İskandinav metalinin çektiği bir patlama yaratmıştır.Venom'dan esinlenen İsveç grubu Bathory'yi örnek alan Norveçli Mayhem, Darkthrone ve Immortal gibi gruplar ekseninde canlı bir Black metal topluluğu oluşmuştur. Bunun yanısıra İsveç'te In Flames ve Dark Tranquillity öncülüğünde Death metal ile klasik İngiliz metalini sentezleyen bir tür melodik Death metal akımı ortaya çıkmıştır. Almanya'da 90'larda Crematory gibi gruplar Gothic Metalde patlama yapmıştır. Latin Amerika'da ise Trash metalci Sepultura'yı zikretmekte yarar var.
Metalin ortaya çıkışında 1970'lerdeki Hippi kültürüne ve bu kültürün aşk, sevgi gibi soyut ideallerine karşı tepkinin rolü var demiştik. Bir başka ifadeyle, metal, hippi kültürünün devrini tamamlaması üzerine, toplumsal ve bu çerçevede bireysel çelişkilere çözüm bulmak amacıyla karşıt bir kültür yaratma ihtiyacından doğmuştur.
Metal, müzikal beğeninin ötesinde, kendine özgü bir dünya görüşü olan bir alt-kültürdür. Metal'in içinde şarkı sözleri, grup imajı ve sahne alış tarzı gibi alanlarda farklılıklar gösteren bir çok alt-tür olmasına karşın, bu alt-türler tarafından ortaklaşa olarak dile getirilen düşünceler de vardır. Örneğin topluma ve kurumlara (kilise gibi) karşı eleştirel tutum gibi. Metal'i Hip-Hop ya da Punk gibi diğer kültürlerden ayıran en önemli özellik, Metalcinin (siz Metalhead diye okuyun) benliğinin merkezine müziği koymasıdır!
Ele alınan bir diğer konu ise çelişki ya da çatışmadır.Bu, hemen hemen tüm alt türlerde ortak olarak görülür.Toplumsal eleştirinin yanında, çaresizlik, öfke, misantropizm gibi konular işlenir. Demonik güçler, ölüm vs.gibi konuların teşhiri, toplumun diğer kesimlerine yadırgatıcı gelse bile, bunlar birer metafordan ibarettir. Amaç görünürdeki dünyanın sahteliğini ve ikiyüzlülüğünü deşifre etmektir.